6 Ekim 2015 Salı

Frida Kahlo : ' Ben aşkın, acının ve devrimin kadınıyım. '





Frida Kahlo ( 6 Temmuz 1907 - 13 Temmuz 1954 )

1907 yılında Mexico City,Coyoacan 'da dünyaya gelen Frida, doğumunu Meksika Devriminin gerçekleştiği tarih olan 7 Temmuz 1910 olarak kabul etmiştir ve ' Meksika Devrimiyle birlikte doğdum ' demiştir.


Tahta Bacak Frida

Frida 6 yaşındayken, babasıyla çıktığı bir gezi sırasında ayağı ağaç köklerine takılmış ve yere düşmüştür.Geçirdiği çocuk felci sonrası ona kalan topal bir bacak olmuştu. 'Bir gerçek varsa o da bedenime acının ilk kez o gün girmiş olduğudur der Frida bu çocukluk kazası için yıllar sonra.





Okul Yılları ve Otobüs Kazası

Dönemin en iyi eğitimini veren Ulusal Hazırlık Okuluna gidiyordu Frida. Bu okul onu sanata, felsefeye ve edebiyata daha da yaklaştırdı. Daha sonradan Frida, okulda bir anarşist edebiyat grubuna dahil oldu. Bu yıllarda o güçlü kişiliğini oluşturmaya başlamıştı. 1925 yılında okul yıllarının aşkı olan Alejandro Gomez ile eve dönüş yolunda bindiği otobüsün kaza yapmasıyla Frida'nın hayatı değişti. Trenin demir çubukları Frida'nın sol kalçasından girip leğen kemiğinden çıkmıştı. Frida bu durumu ''Oturma yerinin kolu, kılıcın boğayı delmesi gibi, beni delip geçti."  diyerek anlatıyor.  Frida için artık zor günler başlamıştı. 1 ay hastanede kalmış ve 32 kere ameliyat geçirmişti bu süre zarfında Alejandro' da Frida'yı terketmişti. 





Babasının Frida'ya aldığı resim malzemeleriyle Frida resim çizmeye başladı. Yatağının tavanında ki aynaya bakarak oto-portreler çiziyordu. Aynası için ''gündüzlerin ve gecelerin celladı '' diyordu Frida. 143 tane eseri olan Kahlo'nun bu eserlerinden 55 tanesi oto-portredir. Frida için oto-portre sanatçısı da diyebiliriz.




Fil ile Güvercin

Frida Ulusal Hazırlık Okulu'na gittiği dönemlerde Meksikalı Michalangelo olarak bilinen Diego Rivera okula bir duvar resmi yapmak için gelmişti. Frida' nın ona olan hayranlığı o dönemlere dayanıyordu.
Frida geçirdiği kaza sonucu bir sürü ameliyata girdiği için ailesini maddi açıdan zorlamıştı. Kendisini sorumlu hissetti ve ailesine destek olmaya karar verdi. İlk olarak yaptığı portreleri satmayı düşündü ama portrelerinin değerlendirilmesini istiyordu. Bunun için Rivera'ya gitti. İki meslektaş olarak başlayan ilişkileri sonrasında evlilik ile sonuçlandı. Kendisinden 21 yaş büyük olan Rivera , iki kere evlenmişti ve çocukları vardı. Sadakatsizliği ile bilinirdi Diego , şişman ve çirkin bir adamdı ama buna rağmen girdiği her ortamda çok fazla dikkat çekerdi.

Frida'nın anlatımıyla Diego ;
“Diego'ya aşık oldum, ailem bundan hiç hoşlanmadı, çünkü Diego bir komünistti ve bizimkiler onu çok çok çok şişman Breughel'e benzetiyordu. Bunun bir fille beyaz güvercinin evlenmesini andırdığını söylüyorlardı. Her şeye rağmen 21 Ağustos 1929'da evlendik. Diego'ya; ‘Kızımın hasta olduğunu ve yaşamı boyunca sağlık sorunları olacağını unutmayın. Akıllıdır ama güzel değildir. Bunu aklınızdan çıkarmayın. Her şeye rağmen onunla evlenmek istiyorsanız, rıza gösteriyorum'diyen babam dışında düğüne kimse gelmedi.”
Birbirlerine aşık olsalarda birliktelikleri boyunca birbirlerini aldatmışlardır. Aralarında ki tek aşk değildi, onlar birbirinin ailesi, dostu ve meslektaşıydı da aynı zamanda.
Ben de seni anlamak istedim. Tüm hayatımı, hayatımın her bir zerresini seni anlamaya adadım. Sen nereye gittiysen, ben de gittim. Sen neye güldüysen ona güldüm. Sen kimi sevdiysen onu sevdim. Hangi kadınla seviştiysen o kadınla seviştim. Bende bulamadığın ve başka kadınlarda aradığın şeyi keşfetmek için, senin öptüğün kadınları öptüm. Dokunduğun kadınlara dokundum…
Evlilik hayatları fırtınalı ve çalkantılı geçiyorken Frida sağlık sorunları nedeniyle 1 çocuk aldırttı ve ardından 2 kere düşük yaptı. 
Bir tek senin çocuğunu doğurmak istedim. Ah diegom, bu paramparça rahmimden nefret ettim, bebeğimizi tutamayınca. Söküp atmak istedim rahmimi. Sana çocuk doğurmayı beceremeyen bir organı taşımak yük oldu bana.

Frida ablası ve kocası arasında ki ilişkiyi öğrendiği zaman Diego'yla evleri ayırdılar. Diego resmiyette boşanmak istediği zaman ise Frida bu tabloyu yapmıştır ve o çok sevdiği saçlarını kesmiştir.

Ayrılıkları 1 yıl sürdü, aşkları bitmedi ve daha sonradan tekrar bir araya geldiler. Saplantılı denilebilecek kadar aşık bir kadındı Frida.
 Her defasında körkütük aşık olarak, sana döndüm. Ya da aslında senden hiç gitmemiştim.
Kanlar içinde kaldığımda beyaz çarşaflar üzerinde, bana nasıl acıyarak baktığını gördüm. Nasıl korktuğunu, ölmemden. Sırf bundan ölmedim ben diegom. Sen acı çekme diye. Ve beni terk ettiğinde, o kanlar içinde kaldığım günkü acı dolu bakışlarına sığınarak, acılı mektuplar yazdım sana. Çaresizlik kokan, kadınlık onurumu ayaklar altına aldığım mektuplar yazdım. Bana acı ve geri dön istedim. Buna bile razıydım sevgilim.

Senin çirkin olduğunu söyleyen annemden nefret ettim. Sana benim gibi bakamayan herkesten. Senin güzelliğini görememelerini anlayamadım hiç.

Kurbağa sevgilim, diegom… Bana dünya’nın en büyük acısını yaşattın sen. Gün be gün öldüm seni sevmeye başladığım ilk andan itibaren.

Ama sevgilim, bir daha gelseydim dünya’ya yine seni severdim. Canlı canlı çürüyeceğimi bilerek!

Frida Sanatı

Evliliklerinden 2 yıl sonra, bir düğün fotoğraflarından esinlenerek çizmiş olduğu 'Frieda and Diego ' tablosu San Fransisco Kadın Ressam Topluluğu yıllık sergisinde sergilendi. Bu onun bir sergide yer alan ilk tablosu olmuştur. Frida kendi ülkesinde, Amerika' da ve Fransa'da da daha sonrasında sergiler açmıştır. New York ve Paris bu sergiler arasında en önemli olanları. Resimleri sürrealist olarak değerlendirilsede o bunu reddetti. Bu konu hakkında da şöyle söylemişti ;
“Gerçeküstücü olmak ne demek? Eğer eşyaları bulundukları ortamdan çıkarıp başka bir ortama yerleştirmekse; resim zaten tarihi boyunca hep bunu yaptı... Gerçeküstücülerin en önemli sorunu, kendilerini aşırı derecede ciddiye almaları.”
Picasso'nun Frida için yorumu ise şu şekilde olmuştur ' Biz onun gibi insan yüzleri çizemiyoruz '. 1943 yılında Frida La Esmeralda adlı sanat okulunda ders veriyordu. Sağlık durumu kötüleşince derslerine evde devam etti. 1953 yılında ilk kişisel sergisini kendi ülkesinde açtığı zaman doktor yataktan çıkıp  sergisine gitmesine izin vermemişti. Frida çareyi yatağını sergi salonuna taşıtmakta buldu.


Sağlık Sorunları ve Ölümü

1950 yılında omurgasında ki sorunlar nedeniyle 9 ay hastanede yatmak zorunda kaldı.1954 yılında çocukken geçirdiği kaza yüzünden çocuk felci olan sakat bacağı kangren olmasından dolayı kesildi.

Frida Kahlo 13 Temmuz 1954 yılında akciğer embolisiyle son nefesini vermiştir. Cenazesi ertesi günü yakılmıştır ve Mavi Ev'de korunmaktadır. Diego Rivera Mavi Ev'i 1955 yılında devlete bağışlamıştır.

Frida ölmeden önce günlüğüne son olarak şunu yazmıştır ;
“Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım.”
O böyle inatçı ve böyle güçlü birisiydi. Kendine has giyinişi, makyajı, saç örgüleriyle şimdi yirminci yüzyıl popüler kültür ikonu haline gelmiştir.


Hayatını Konu Alan Filmler 

Frida (2002).
Life and Times Of Frida Kahlo (2005 )


















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder