Boş zamanımı daha güzel veya daha yararlı bir şekilde elbette ki değerlendirebilirdim ama ben şu aralar kendimi dizilere vermiş durumdayım. 3 tane yeni diziye başladım. Hepsini tek tek anlatmak istiyorum ama sanırım en sevdiğim Younger oldu 💓
Sürekli 20li yaşları bir daha asla yaşayamayacağımızdan bahşediyor. Şu bunalım dönemlerinde birinin bana bunu sürekli hatırlatması gerekiyorken kendime çok güzel bir dizi seçtiğimi farkettim
Ne istediğinden emin ol ve bu onu sana verebilecek mi bunu değerlendir tarzında bir cümle geçmişti izlerken. Gerçekten de öyle değil mi ? Bunu hayatımızın her anında yapmalıyız.
Ne istediğimizden emin olup hayatımıza insanları o şekilde almalıyız. Bu sadece insan konusunda da değil. Mesela yeni bir iş, yeni bir arkadaşlık yani yeni olacak olan ne varsa.
Bunu yapmadığımız herşey için hayat tam bir dramaya dönüşmüyor mu gerçekten ?
Drama.. Gerçekten şu zamana kadar kullandığım en mantıklı kelime oldu sanırım. Neyse artık diziyi anlatmaya başlamalıyım :)
Dizi şuanda 4.sezonunda ben bu zamana kadar nasıl denk gelmemişim açıkçası pek inanamadım kendime. Sezonların bu kadar birikmiş olması boş zamanınız çok olduğunda iyi oluyor.
Diziye başladığımda ekranda Hilary Duff u görmek beni çok mutlu etti. Her zaman boyu bu kadar kısa ve bu kadar iri miydi yoksa yanında ki oyuncunun çok uzun ve ince olması mı onu böyle gösteriyor bilemiyorum ama benim favori karakterim kesinlikle kendisi.
Dizimiz 8 tane karakterin etrafında geçiyor ama çoğunlukla 5ini ekranlarda göreceğiz.
Dizide ki ana karakterimiz Liza Miller. Kocasının onu daha genç bir kadınla aldatması üzerine evliliği bitmiş ve kızı üniversite okumak için Hindistan a gitmesiyle Liza derin bir yalnızlığa girmiştir. Boşandıktan sonra kocasından maddi olarak destek görmeyen Liza tekrardan çalışması gerektiğini düşünüyor ve iş aramaya başlıyor. Ama kimse kızını büyütmek için 16 yıl yayıncılık sektörüne ara veren bu kadını işe almak istemiyor.
Dizinin seyrini değiştiren nokta işte bu çocukla başlıyor. Çok sevgili Josh 💖! ( bence bu çocuk herşeyin seyrini değiştirebilir 😜😜 ) Liza evsiz kaldıktan sonra en yakın arkadaşı olan Maggie'nin yanına taşınır ve o gece dışarı çıkarlar. Liza burada Josh ile tanışır ve Josh Liza'nın kendisi gibi 26 yaşında olduğunu düşünür. Josh'un bu düşüncesi Liza ve Maggie 'ye mükemmel bir fikir verir ve bundan sonra Liza 26 yaşındaymış gibi giyinip 26 yaşında olduğunu gösteren bir özgeçmişle iş yaşamına geçiş yapar. Bu arada Josh okulu terketmiş ve dövme dükkanı açmış, salaş bir grubu olan salaş bir çocuk.
40 yaşında olup 26 yaşında davranan Liza'nın 26 yaş hayatında ki en yakın arkadaşı Kelsey! İşte beni favorim. Bence favorim olmasının en büyük sebebi Hilary Duff olması dizide ki karakteriyle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Kelsey in 2 yıllık bir ilişkisi var adı Thad. Liza bu karakterden çok fazla haz etmese de birlikte takılmak zorunda oldukları çok zamanlar oluyor. Kelsey eğlenceli çılgın bir en yakın arkadaş. Liza'yı kendi ortamlarına sokuyor ve onu 20li yaşlarında daha sosyal bir insan haline getiriyor.
Diana yıllardır yalnız yaşayan bir kadın ve artık 40lı yaşlarında olduğu için biraz da bir hayat kurma derdinde. Kendisinin gözü yayın evinin patronu olan Charles'ta. Ama ben bu ikilinin birlikte olacaklarına pek inanmıyorum. Diana dışarıya karşı çok sert ve kuralcı görünmeyi isteyen bir kadın ama içi kesinlikle öyle değil bunu bazı anlarda ortaya çıkarıyor. Bu arada Diana yayın evinin pazarlama müdürü, Liza'da onun asistanı.
Bir de az önce bahsettiğim Liza'nın en yakın arkadaşı Maggie var. Liza'nın sırrı bilen ve bu 26 yaş olayına onu daha çok iten kişi kendsi. Maggie sanat ile uğraşan 40lı yaşlarında lezbiyen bir kadın ve Liza'nın şimdi ki ev arkadaşı.
Özet olarak birşeyler söylemem gerekirse her ne kadar Sex and The City 'nin yapımcısı tarafından yapılmış olsa da dizi mükemmel eğlenceli değil ya da mükemmel ağır bir dramayı işlemiyor. Ama ben bu tarz çerez dizileri seviyorum. Başka bir şeylerle ilgilenirken ekrana kitleyecek kadar detaylı diziler her zaman uygun olmuyor. Bu diziyi sevmemin en büyük sebebi sanırım sürekli 20li yaşları vurgulaması. Bir daha asla bu zamanların geri gelmeyecek olduğunu hatırlatan küçük bir kelime cümle dahi geçse şuan hayatımda beni biraz daha dürtüyor ve birşeyler yapmam gerektiğini yerimde durup saymamam gerektiğini düşünüyorum.
Her zaman anımızı yaşamalıyız, bugün bir daha geri gelmeyecek. Ne kadar gülsek ne kadar eğlensek veya ne kadar ağlasak o kadar iyi !